27 Aralık 2013 Cuma

2013'te takip ettiklerim..

 Breaking Bad



Bu dizinin yerini hangi dizi tutabilir bilmiyorum ama bize yaşattığı birbirinden güzel 5 sezon için başta oyuncular ve senaristleri olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. 
Imdb Puanının 9.5 olması herşeyi özetliyor sanırım :)






Fringe



Kuantum fiziği, paralel evren, bilim-kurgu dahil pek çok konunun işlendiği X-Files tadında bir dizi.  Breaking Bad ile aynı sene hayatımıza girdikleri için onları akran gibi görürüm hep :) Ve iki dizideki Walter White ve Walter Bishop karakterleri de gönlümde ayrı bir yere sahip olacaklar.





Game of Thrones



George R.R. Martin'in kitabından uyarlanan dizide, ütopik bir kıtadaki üstün gelme mücadelesi anlatılıyor. Kusursuz çekim mekanları, zengin karakterleri ile soluksuz bir serüven izlettiriyor ve bir sonraki sezonun gelmesini beklemekte zorlanıyorsunuz. 







The Walking Dead



Aynı isimli çizgi romandan uyarlanan The Walking Dad, yeni bir fenomen olmuş durumda. Dizi, bir zombi kıyameti sonrasında yaşananları anlatıyor ve konusundan da anlaşılacağı üzere korku ve dram üzerine kurulmuş bir dizi. Dizide favori karakterim ise Daryl..





Black Mirror



Black Mirror, şu ana kadar yayınlanan 6 bölümüyle çığır açan bir İngiliz mini dizisi. Dizinin her bölümünde farklı bir konu işleniyor ve yirmi birinci yüzyılın iletişimini (iletişimsizliğini), yeni medya düzenini ve içinde bulunduğumuz dünyayı etkileyici bir biçimde anlatıyor. 




Vikings

En sevdiğim kanallardan History Channel'ın Mart 2013'ten itibaren yayınlamaya başladığı dizidetarih sayfalarına barbarlıklarıyla nam salmış İskandinavya kökenli Vikinglerin M.Ö. 8. ve 11. yüzyılda İngiltere ve Fransa'ya  yapmış oldukları baskınlar anlatılıyor. Vikinglerin hayatlarını merak edenlerin kaçırmaması gereken bir tarihi dizi..








26 Aralık 2013 Perşembe

Crude Impact // Petrol Krizi Belgeseli


Yönetmen: James Jandak Wood
Yapım yılı: 2006
Imdb Puanı: 7.3

Belgesel, fosil yakıt kullanımına olan bağımlılığımızın derin köklerini ve petrolün gelecekteki durumunu, zamanla petrolün miktarının dünya çapında geldiği tutarlı noktayı inceliyor ve petrol ile ilgili herşeyi gözler önüne seriyor.



İyi seyirler..

20 Aralık 2013 Cuma

Para Dedektifi by Cem Seymen

Cem Seymen'in hazırladığı Para Dedektifi programı, gündelik ürünlerin üretim aşamasından son tüketiciye varıncaya kadar geçirdiği yolculuğu mali açıdan inceliyor. Bu süreçte gerçek üreticinin ne kadar az kazandığını ve tüketicilerin ne kadar yüksek fiyatlarla ürünü aldıklarını; ve nihayet aracıların bu işin kaymağını nasıl yediklerini ince ince ve gündelik dilde anlatıyor. 



Ekonomik sistemi hepimizin ihtiyaç duyduğu gündelik ürünler üzerinden sorguladığı için ve bu sorgulamayı masa başında atıp tutarak değil, her süreçte bizzat doğrudan gözlem yoluyla yaptığı için, ve de şu anda türünün tek örneği olduğu için önemli bir program (kaynak:ekşisözlük)



Programdan bir kaç videoyu aşağıda sizlerle paylaşıyorum.




Programla ilgili detaylı bilgiye ulaşmak ve programın tüm bölümlerini izleyebilmek için; aşağıdaki linke tıklamanız yeterli.

İyi seyirler..



18 Aralık 2013 Çarşamba

Starbuck // Benim 533 Çocuğum Var


Yapım: 2011 - Kanada
Tür: Komedi, Aile
Yönetmen: Ken Scott
Oyuncular: Patrick Huard, Julie Lebreton, Antoine Bertrand
Senaryo: Ken Scott, Martin Petit
Filmin Diğer Adı: Benim 533 Çocuğum Var

Filmin konusu; David Wozniak, aile şirketinde et dağıtımcısı olarak çalışmaktadır. Bir grup karanlık adama borç taktığı için, evne gizlice girip ona işkence etmektedirler. Bir yandan da kız arkadaşının hamile olduğunu öğrenir. Ancak, kız arkadaşı David'in davranışlarından dolayı, çocuğunu onsuz doğurmak istediğini söyler. İşler gittikçe kötüleşmeye başlarken, ona bir paket gelir. Paketin içinde defalarca sperm bağışladığı sperm bankasının mektubu çıkar. Yazıya göre spermi kaliteli bir sperm olduğundan yıllar boyu spermleri birçok ailenin çocuk sahibi olmasına sebep olmuştur. Yani, yaklaşık 533 çocuğun biyolojik babasıdır. Ve bu çocuklardan 142'si babalarının kim olduğunu öğrenmek için dava açmıştır ve babalarıyla 
tanışmak istemektedir. David, ilk baştakarşı çıksa da, daha sonra dayanamaz. Ona gönderilen paketteki bilgilerden her seferinde bir kişiyle tanışacağıı söyler. Böylece David bir yandan kendini değiştirmeye karar verirken,bir yandan da hiç tanışmadığı çocuklarına gizlice yardım edecektir. (alıntıdır - sinemasal.com)

Eğlenceli olduğu kadar aynı zamanda duygusal olan filmde, aile konusu işlenirken, 
baba olmanın ve sorumluluk almanın insanın büyüdüğüne dair bir gösterge olduğu da vurgulanıyor. 

Filmin, sperm bağışlama ve bu yolla çocuk sahibi olma hakkında ortaya koyduğu insani dram mesajı da  oldukça etkili. Benim de kişisel görüşüm, bu tür bankaların pek çok drama neden olduğu için kapatılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü hiçbir çocuk biyolojik anne-babasından ayrı büyümeyi haketmiyor ve insani yönü oldukça ağır basan bu konunun ticarete alet olmasına da karşıyım. Dinimizce de sakıncalı bulunuyor.
Çünkü bu şekilde büyüyen çocukların, ileride anne-babalarını, kardeşlerini, akrabalarını tanımamaları pek çok olumsuz duruma davetiye çıkarır nitelikte. Ayrıca, dünyada pek çok bakıma ve şefkate muhtaç yetim çocuk dururken böyle bir alternatif çok gereksiz. Bu yüzden ülkemizde böyle bir uygulamanın mevcut olmaması insanı mutlu ediyor.


Filmin alışılmamış konusuyla ilgili görüşlerimi belirttikten sonra filmle ilgili diğer detaylara gelirsek, gerek oyunculuklar gerekse kurgusuyla başarılı bir film. Zaten bu kadar başarıdan sonra Amerikalılar da boş durmayıp filmin Hollywood versiyonu olan ''Delivery Man'' filmini çekmeden duramadılar. Bu re-make film de, ne kadar başarılı olursa olsun ben her zaman orjinal filmlerden yanayım. Starbuck filminin içten ve samimiliğini yakalayabilir mi bilmiyorum.

Filmin müzikleri ise kesinlikle çok iyi. Filmde, Starbuck'ın gitarcı çocuğunu canlandıran oyuncu,gerçekte de şarkıcı sanırım. Bu konuda da oldukça başarılı..


 Soundtrack'te Tunng- Bricks şarkısı da favorilerim arasında. Onu da paylaştım hemen :)



Keyifli seyirler..




9 Aralık 2013 Pazartesi

El Cuerpo // The Body


Yapım: 2012 - İspanya
Tür: Gerilim
Yönetmen: Oriol Paulo
Oyuncular: Jose Coronado, Hugo Silva, Belen Rueda, Aura Garrido
Senaryo: Oriol Paulo
Imdb Puanı: 7



Filmin konusu; İş kadını Mayka'nın cesedi morgdan kaybolur. Hayatta her şeyi düzenli ve planlı olan bu kadının ölümünün arkasındaki sır perdesi henüz aralanamamışken, bir de cesedinin ortadan kaybolması olayı daha da karmaşık hale getirir. Dava ile ilgilenmesi için dedektif Jaime Pena görevlendirilir. Jaime de eşini kaybetmiştir ve bu travmanın izlerini henüz tam olarak atlatamamıştır. Bu davayı hem kişisel duygularını çözüme kavuşturmak hem de hala meslekte iyi bir polis olduğunu göstermek için değerlendirecektir. Fakat olayın o kadar çok karanlık noktası vardır ki davaya dahil olan hiç kimse aslında göründüğü kişi değildir. Cinayetin ve kaybolan cesedin arkasını araştırdıkça hem maddi hem manevi farklı sonuçlara doğru yönelecektir.. (alıntıdır-sinemalar.com)


El Cuerpo; polisiye-gerilim türü film sevenlerin izlemekten zevk alacağı  sürükleyici bir intikam filmi..Yaratılan atmosfer, oyunculuklar ve senaryo açısından oldukça başarılı sayılabilecek bir yapıt ve yönetmenin ilk filmi olmasına rağmen oldukça iddialı. 


Filmde en dikkat çekici oyuncu ise güzelliğiyle ön plana çıkan Aura Garrido.. Özellikle filmdeki saç rengi kendisine çok yakışmış. Filmdeki diğer kadın oyuncu Belen Rueda ise Mayka rolünde oldukça başarılı. Kıskanç ve başarılı bir işkadını çok iyi canlandırmış. 


Filmde, karanlık ve buhranlı bir hava hakim olduğu için seyirci filmin havasına kolay giriyor ve çekim yapılan mekanlar bu atmosferi destekleyici etkiye sahip. Yönetmenin başarılı kurgusuyla birlikte filmin nasıl akıp gittiğini anlamıyorsunuz..

Baştan sona nefes kesen ve enfes bir finalle biten bu filmi kaçırmamanızı tavsiye ederim..

                                                                          İyi seyirler..

1 Aralık 2013 Pazar

Black Gold // Kara Altın


Yapım: 2011- Katar, Tunus, İtalya
Tür: Dram
Yönetmen: Jean-Jacques Annaud
Oyuncular: Antonio Banderas, Freida Pinto, Mark Strong, Tahar Rahim, Riz Ahmed
Senaryo: Jean-Jacques Annaud, Menno Meyjes
Yapımcı: Tarak Ben Ammar
Filmin Diğer Adı: Day of The Falcon


Black Gold; bağnaz din adamlarının etkisi altında kalan, geleneklerine sıkı sıkıya bağlı babası Sultan Amar ile batı uygarlığının ve ABD kaynaklı petrodolarların etkisindeki kayınpederi Emir Nesib arasında kalan Arap prensi Auda'nın, kitaplara düşkün barışçıl bir gençten, 'mecburi' bir savaşçıya dönüşmesinin 'epik' öyküsünü anlatıyor..

Amerikalılar'ın arabistan'da büyük petrol yataklarını ilk buldukları yıllar olan 1930’larda geçen film, 'kara altın'  petrol nedeniyle, bölgeye büyük bir iştahla yönelen emperyalist güçlere fazla değinmeden, o yıllardaki Arap dünyasına eleştirel bir bakış atıyor..


Film; Sultan Amar gibi insanların halen daha günümüzde var olsaydı dünyada herşeyin daha iyi olabileceğini hayal ettiriyor insana; özellikle de paraya değer vermeyişiyle..
Filmde;  dram, din, macera, başarı gibi öğeler ise kararınca güzel bir şekilde verilmiş. ''Enemy at The Gates, Seven Years in Tibet'' filmlerinden tanıdığımız Fransız yönetmen Jean-Jacquez Annaud, bu filmde de oldukça iyi bir iş çıkarmış.  Antonio Banderas'ı da başarılı bulmakla birlikte, filmdeki diğer başrol oyuncusu Mark Strong ise yine bir batılı olmasına rağmen müslüman bir sultanı çok iyi canlandırmış.

Hepinize iyi seyirler..







Fuel by Josh Tickell // Belgesel


The Big Fix'in yönetmeni Josh Tickell'ın kadrajından petrol ile ilgili tüm bilinmeyenler
 bu belgeselde..






İyi seyirler..



I am // Bir Tom Shadyac Belgeseli


Ace Ventura, Liar Liar, Bruce Almighty filmlerinden aşina oldugumuz yönetmen Tom Shadyac'in; Noam Chomsky, Howard Zinn, Coleman Barks gibi isimlerle yaptigi röportajlardan oluşan bir belgesel. Konusu ise su soru uzerine odaklanmis: Dünya'da yanlış giden şey ne, ve bunu nasıl düzeltebiliriz?


imdb sayfasi:
http://www.imdb.com/title/tt1741225/


İyi seyirler..






There Will Be Blood


Yapım: 2007 - ABD
Tür:Dram
Yönetmen: Paul Thomas Anderson
Oyuncular: Daniel Day-Lewis, Paul Dano, Kevin J. O'connor
Senaryo: Paul Thomas Anderson
Imdb Puanı: 8,1

There Will Be Blood; kapitalizm gibi karmaşık bir kavramı bireye indirgeyip onun üzerinde simgeleştirmeyi başarabilmiş mükemmel bir Paul Thomas Anderson filmi.


Upton Sinclair’in “Petrol-Oil” adlı romanından uyarlanan filmin konusu, 20. yüzyılın başlarında geçiyor ve 20. yüzyıl başlarındaki müthiş kapitalizmin kimyasını gözler önüne seriyor. Aile çiftliği arazisinde petrol çıkartma haklarını almasıyla birlikte servetini hızla katlayan ve hırslarının pençesindeki bir işadamı (Daniel Day-Lewis) ile, kısa sürede gelişip kalkınan kasabanın karizmatik genç rahibinin (Paul Dano) paralel öyküsü anlatılıyor. 


Film ağır bir tempoda ilerlediği için oldukça durağan ve edebi yönü ağır basıyor ancak buna rağmen iyi bir roman uyarlaması olmuş. Bitince kendinizi bir kitap okumuş gibi hissettiren filmlerden..

                                                                          İyi Seyirler..


20 Kasım 2013 Çarşamba

The Reluctant Fundamentalist // Zoraki Radikal


Yapım: 2012 
Tür: Politik, Dram
Yönetmen: Mira Nair
Oyuncular: Riz Ahmed, Kate Hudson, Liev Schreiber, Haluk Bilginer, Kiefer Sutherland
Senaryo: Mohsin Hamid, Ami Boghani, William Wheeler
Yapımcı: Lydia Dean Pilcher, Ami Boghani
Imdb Puanı: 6,7

Mohsin Hamid‘in Türkçe’ye “Gönülsüz Köktendinci” olarak çevrilen kitabından uyarlanan film, Changez Khan karakteri üzerinden şekilleniyor. Amerikan Rüyasını yaşarken birden uyandırılan bir Pakistanlı gencin hikayesine kısaca bir göz atıyor.

 Filmde,  ikizkulelerin bombalanmasından sonra Amerika'da yaşayan pek çok  müslümanın başına gelmiş olan şeyler kurguya dahil edilmiş. Her fırsatta çok demokratik olduğunu vurgulayan Amerika'nın sırf rengi ve dini inanışı nedeniyle müslüman vatandaşlarına yaptığı terörist muamelesi gözler önüne seriliyor ve bununla ilgili ders çıkarıcı ve öğüt verici bir çok sahne yer alıyor filmde. Aşırı İslami grupların yapmış olduğu yanlışlar da buna dahil..Mücahit kavramını çok  farklı şekillerde yoğurup insanlara sunan kişilere de itibar edilmemesi gibi teraziyi hep dengede tutmaya çalışan objektif  filmlerden birisi ''The Reluctant Fundamentalist''..Aşırı milliyetçi ve radikal grupların çatışmalarına neden olan olgular titizlikle incelemeye alınmış ve hiçbir tarafı rencide etmeden her iki tarafın da hataları ve  bakış açıları objektif olarak izleyiciye sunulmuş.


Filmde oyunculuklar da  oldukça başarılı. Özellikle başroldeki Riz Ahmed filmi tek başına sürüklemiş durumda. Oyunculuğundan etkilenmemek imkansız. Haluk Bilginer ise filmde az görülmesine rağmen, gerek oynadığı karakter bakımından, gerekse sergilediği performansı açısından izleyicide kalıcı bir etki bırakmayı başarıyor. Filmin müzikleri ise; filmle oldukça örtüşen ve filmin izleyicide oluşturduğu etkiyi iki-üç katına çıkarabilen bir sound'a sahip. Filmdeki şarkılardan bir tanesini (Amy Ray - Measure of Me) burada  paylaşmadan geçmek istemedim.


Hepinize iyi seyirler..




15 Kasım 2013 Cuma

Talha Uğurluel'in sunumuyla ''Tarihin İzinde'' ..

                               
Tarihin İzinde, yol almayı sevenlere geçmişin kapılarını açıyor. Talha UĞURLUEL’le  tarihin farklı perspektiflerini izleyiciyle buluşturan belgesel  aynı zamanda tarihi mekanlarda gizli kalmış hikayeleri de gün yüzüne çıkarıyor.

''Tarihin İzinde'' her Cuma  22:00'da TRT  Türk'te..

2013 yapımı belgeselin 25 bölümlük tüm arşivine aşağıda vermiş olduğum linkten ulaşabilmeniz mümkün.


Aynı zamanda Youtube'a yüklenen videolarından da, bu belgesel serisini izleyebilirsiniz.













































Ülkemizde tarihe tanıklık eden pek çok yapıyı bu belgesel ile gezip görerek bu yapıların hikayelerini  ünlü  tarihçi Talha Uğurluel'den dinlemiş oluyoruz.

İyi seyirler..










31 Ekim 2013 Perşembe

Aftermath: Population Zero


 National Geographic tarafından yapılan, çeşitli uzmanlar tarafından insanlar dünya üzerinden bir anda yok olursa dünyanın, çevrenin ( hayvan ve bitki yaşamının) ve insanların binlerce yılda yarattığı uygarlığın durumu ne olur sorusu üzerine kurgulanmış  History Channel'ın Life After People programına benzerlikler taşıyan belgesel..



İyi seyirler..

''Genetik Bilimin Şifreleri'' Belgeseli


Kalıtsal dediğimiz, burnumuzun büyüklüğünden, boyumuzun uzunluguna kadar ruhumuzu, şeklimizi, hastalıklarımızı ve belki de hayata bakışımızı tayin eden DNA nasıl çalışıyor ? İnsanlik tarihinin en buyuk buluşlarının başında gelen DNA'nin kesfi hayatimizda neleri degistirdi ? Artık daha ana rahmindeyken bile bir insanın başına gelebilecek hastalıkları öğrenebilecek bir düzeye gelen  tıp teknolojisini mercek altına alan ‘Genetik Bilimin Şifreleri’ isimli belgesel projesi; insanlık tarihine çağ atlatan genetik biliminin buluşlarına ve bu alandaki gelişmelere ışık tutuyor. 


İyi seyirler..